27.8.09

kararsız olmama sinir oluyorum !


Bazen çok kararsız oluyorum,nefret ediyorum bu kararsız halimden hem de çok bait konular;
-Pilav mı yesem makarna mı ?
-vapurla mı gitsem metrobüsle mi?
-tatlı mı yesem kahve mi içsem ?
gri pantolonumumu giysem ,maviyi mi ?

26.8.09

BEN ENTEL OLSAM ?

Geçen vapurda aklıma entel olmak geldi.Sonra iyiki olmamışım dedim.Bi entel gördüm kulağında kulaklık göz aşinalığı var tabi nerden tanıyorum bu tipi derken entel bir meslek grubundan olduğunu hatırladım arkadaşın. Oyuncu(Görseniz sizde tanırsınız adını bilmem dizilerde hep yancı rollerde oynuyor arkadaş. Nerden tanıyorum diye bakarken onu tanıdığımı ve konuşacağımı sandığından hızlı adımlarla içeri koştu.Bir de ne göreyim. Tost ve çay almış oturmui içeride yemekte arkadaş. Kendi kendime sordum bu nasıl entel?
Az önce okuduğun kitabın dışı neredeyse tahta kaplamaydı arkadaşım göz ucuyla baktım içinde abidik gubidik -postmodern deniyor ya bunlara - fotoğraflar vardı. Şimdi ne yapıyorsun sen ? yakıştı mı ? Entel olmakta zor böyle dikkat etmen lazım hareketlerine yoksa benim gibilerinin dilinden kurtulamazsın. Ama asıl konu o adam değil. Entel olmak .Adam gittikten sonra kendimi entel olarak düşündüm ve neler yapabileceğimi hayal ettim. Herhalde sürekli experimental müzikler dinlerdim, hayatınızda adını duymadığınız bitkilerin karışımından elde edilmiş çayları içerdim, sıkıldığımda televizyonu amuda kalkıp izlerdim, bir arkadaşım geldiğinde laflarlen kanepeye ters şekilde otururdum( bunu hayal edemeyebilirsiniz tam kafamdaki oturuş şekli şu : kafa yerde ayaklar havada)Kesin çoğu akşam yaptığım gibi pilav ya da makarna yerine çin yemekleri ya da hiç bir zaman gidip görme imkanım olmayan unutulmuş diyarların yemeklerini yerdim, zencefilli kek yapmayı kesin bilirdim, Eraser Head ,breathless tarzı saçma sapan filmleri severdim, (anlamadığım halde ama bu sevgi sırf entellik) flar falan takardım, (belki adını bile yanlış yazıyorum ama takardım) Fantastik edebiyat yerine gubidik bütün kitapları yalar yutar yeri geldiğinde konuşurdum, Tüm sanat sergilerine katılırdım, Evimin yakınındaki dürümcüye gidip dürüm yedikten sonra gelen çay eşliğinde onunla dertleşmek yerine 3 dükkan yanındaki mistik dükkana gider tarot falı falan baktırırdım (dükkanın önünden geçerken bile tütsü kokusundan nasibinizi alıyorsunuz mübarek Hindistan) Kesin -Ürpermelerin bitmediği geceler, ben ben olursam sen kendini bulamazsın, benden iyi benden uzak bir ben olamam, ne kadar yoksam o kadar iyi ama görünmez olamam tarzı sözler içeren şarkılar yazardım, bunların besteleri hep aynı gitar rifflerini barındırırdı(tarzım olurdu )Kumsalda Akdeniz akşamları yerine chan chan veya candela çalardım, baba şişe efes yerine kırmızı şarap veya viski içerdim( para olsa viskiyi gene içerim gerçi )karikatür yerine karakalem çalışmalarım olurdu..
Çekilmez biri olurmuşum iyiki böyleyim.

Aslında en iyisi fotoğraftaki kıvamı yakalamak olur.